Thursday, August 30, 2007

Belçika'da Hesaplar bozuldu...

Yok efendim, Zico iyi insamış ama kötü teknik direktörmüş, Alex Avrupa'da yokmuş, Tuncay yoksa Fener'de ruh yokmuş, Carlos'da futbolcumuymuş, Kezman'dan forvet olurmuy muş vs vs, dün gece muşlu geçmiş zamanda boğuldu Fenerbahçe kanıyla beslenen vampirler. Bir sonraki maça kadar ruhlarının karanlıklarında saklanacaklar.

Elbette bir çiçekle bahar gelmez ama inanın Fenerbahçe'nin yolu açık. Çünkü Fenerbahçe bu günlere uzun yollardan planlı ve programlı geldi. Beşiktaş ve Galatasaray ise günlük yaşıyorlar hala, arada bir başarılı olsalarda bu ufak parlamaları geçmeyecek ve sürekliliği olmayacaktır. Yok 3 Alex yok yok 5 Alex eden transferleriyle avunup duracaklardır.

Fenerbahçe'nin en büyük kazanımı Roberto Carlos'un yani saha içi liderliğini ele almasıdır. Bunu dün gece sahada açıkça gördük. Tecrübe ve birikimiyle takım arkadaşlarına yol gösterirken, rakiplere ise psikolojik baskı unsuru yaratıyor. Tek sorunu önünde oynayan Tümer'in gezmelerinden dolayı yeteri kadar hücuma çıkamıyor olması.

Geçen senenin yuhalanma listelerinin yıldızları bu sene sahanın yıldızları oldu. Hem Deivid hem de Deniz sahada 2 yönlü oynayarak hem onur savaşlarını kazandılar hem de takımlarına önemli katkılar yaptılar.

Kezman ise önemli maçların golcüsü olduğunu tekrar gösterdi. Evet topu eziyor, adam geçmekte zorlanıyor ama hiçbir zaman sahada saklanmıyor, sürekli boşa çıkıyor, koşuyor mücadele ediyor bu yönü bile takdire değer. Gol vuruşlarında biraz daha konsantrasyonunu sağlayabilse bütün bu sızlanmalar bitecektir.

Tümer ve Önder gayretli olmalarına rağmen çok top kaybı yaparak takımlarının hızını kestiler, Tümer bence bu takımda şu anda lüks kalıyor. Son 30 dakikaların adamı olarak oynasa katkısı daha çok olur sanırım. Önder'de top kesmedeki başarısını adam geçmek ve pas yapmak konusunda gösteremiyor.

Alex ise sakatlığın verdiği sıkıntı ve sezon başı çalışmalarına katılamamış olmanın etkisiyle düşük viteste kalıyor ama bir hareketi bile maçı bitirmeye yetiyor. Gözlerimiz onu ceza sahasının 10 metre dışından topla dalıp attığı muhteşem golleri bir süre daha arayacak gibi gözüküyor.

Edu ve Lugano yanlız yapamıyorlar ama beraberken Blues Brothers gibiler...

Vederson ve Kazım bu takımın oyuncuları olduklarını bağırıyorlar. Özellikle Kazım'ı seyrederken Anelka'nın bir kopyasını izlermiş gibi hissediyorum umarım kaderleri aynı olmaz.

Zico'mu? onu konuşmayalım ne de olsa Teknik Direktörlükten anlamıyor.

Bu takım gruplarda da iyi maçlar oynayacak ve mücadele edecektir ama sonuç ne olacak onu hep beraber göreceğiz. En kötü 3. olarak UEFA'ya kalırız diye düşünüyorum. UEFA için hiç heyecanlamayalım, B.Munich bu sene bu kupanın tartışmasız favorisi hatta müstakbel sahibidir bence.

Not: Sizce bu haftasonu hangi Fenerbahçe sahada olacak dersiniz? Genç ve dinamik olan mı? yoksa tecrübeli ayaklar mı? Bekleyelim görelim, ikisi de alkışı hak ediyorlar...

Wednesday, August 29, 2007

Zico'yu göndermek...

Birileri Zico'yu göndermeyi kafasına koymuş. Sürekli kötüleniyor ne yapsa yaranamıyor...

Antep maçına farklı bir 11'le çıkınca olmaz dediler yapılamaz dediler. Ama biliyorlar mı ki Manchester United'da Chelsea'de bunu 3 senedir yapıyorlar. Kısa aralıklarla çok maç yapan takımların artık başka çaresi yok. Bu rotasyon şart, bakın Zico Ertuğrul gibi ağlamıyor hiç yok şu maç aklımızdaydı, yok çok yorulduk.

Fenerbahçeliler en az ilk 11 kadar kaliteli 2. bir takımları olduğu için mutlu olmalılar. Halbuki bunun yerine basın ve bazı yazarlar tarafından sürekli o oynasın bu oynasınla akıllarını bulandırıyorlar.

Kim çıkarsa çıksın sahaya çıkan Fenerbahçe'dir.

Bu akşam şampiyonlar liginde var olma maçımız var. Ben Fenerbahçe'nin bu maçtan istediği sonuçla sahadan ayrılacağına gönülden inanıyorum. Zico ile Fenerbahçe Kiev maçları hariç Avrupa oynadığı en iyi futbolu oynadı geçen sene. Bu sene daha da iyi olacak. Biraz sabır sadece.

Zico Brezilya'lı yapısı gereği futbolu oynamaya çalışıyor. Beğenilmeyen Sivas maçında Sivas'ın 3 pozisyonu var. Peki başka? başka birşeyi yok. Kezman biraz gününde olsa maç 2-0 olacak Sivas disiplinini erken kaybedecek ve maç belki farka gidecekti.

Unutmayalım, Galatasaray ilk senesinde Derwall'i kovmuştu o hafta sonu BJK puan kaybedince bunu gizlediler. Sonra Derwall Türkiye'ye futbolu getirdi oldu, bizde yedik.

Beşiktaş'ta Gordon Milne'e neler söylediler ama 3 sene kemiksiz şampiyonluk verdi onlara.

Bize en iyi futbolu oynatan Löw'u kovduk, Paerria ilk sene sonunda şampiyonluğa rağmen kaçtı. Ya Daum, futbolu bilmiyor dediler sonra arkasından ağıt yaktılar...

Bir şeyi anlamakta fayda var, dünyada artık rakibe 90 dakika durmadan basacak ezecek bir takım yok. Bunu kimse yapamıyor. En iyi takım bile pozisyon verir, hele kazanmak için oynayan daha çok pozisyon verir. O yüzden Fenerbahçeliler imkansızı istemeyip kendilerini mutsuzluğa itmesinler.

Takımlarına, hocalarına, oyuncularına inansınlar ve sabırlı olsunlar.

Kedibey is Back!

Merhaba,

Bir süredir ara verdiğim (1 seneden biraz fazla olmuş abartmaya gerek yok) kedibey bloguna yeniden başlıyorum.

Öncelikle Superonline'da başladığım Fenerbahçe yazılarım burada devam edecek. Superonline'nın Galatasaray'lı yönetiminden kurtulduğum için daha rahat olacağım :)

Küçük Peri 18 aylık oldu, yürüyor, koşuyor, tırmanıyor, dans ediyor, her türlü uzaktan kumandayı annesi ve dadısından daha iyi kullanıyor :) baba nerde deyinde başkalarını göstermesi biraz kırıcı ama neyse.

Duru hayatın gerçekleri ile tanışıp ilkokul hazırlıklarına başlıyor. Küçük Prens'de başarılar sevgili kızım.

Fenerbahçe'miz geçirdiği travmayı atlatıp 100. yılı şampiyon olmayı başardı.

Sevgili karım yeni bir diet'e başlattı bizi umarım blog devam edebilir...

Allah'a şükür Superonline'dan ayrıldım...

Yeni yaptığım siteler http://www.alarmg4s.com/ ve http://www.gungece.com/ yayına başladılar.

Secret'ı ve çekim yasasını okudum, filmini seyrettim o evi alacağım... :)

Seçimi AKP kazandı :( Baykal'dan bir zafer daha. AKP kazansın diye sahte ekonomik istikrar sağlandı, parası olan korkudan oyunu verdi, bakalım bomba ne zaman patlayacak. Abdullah Gül benim de Cumhurbaşkanım değil...

devam edeceğim...